12 Şubat 2014 Çarşamba

DOĞAL GAZA VE ELEKTRİĞE GELEN ZAMLARDAN SONRA!.....

DOĞAL GAZA VE ELEKTRİĞE GELEN ZAMLARDAN SONRA!.....
Anayurt Gazetesi 30 Nisan 2012 Pazartesi
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
        Sevgili Anayurt Okurları,24 Nisan 2012   Salı günü sabahı, HALK TV de Haber Programına konuk idim. Bu programda doğal gaza ve elektriğe gelen zamlarla ilgili olarak sorulan soruları cevaplandırdım. Aslında bu program, daha önce yazdığım makalelerin güncellenerek özet halinde tekrarı idi de diyebiliriz Ama canlı yayında bir programcının sorularını da cevaplandırarak,televizyon aracılığı ile çok daha geniş Kitlelere, başka görüşteki insanlara da ulaşabilmek çok önemli bir olay!
        Bu günkü makalede, bu televizyon programı sonrasında, Halkımızdan aldığım olumlu mesajlar hakkında bir şeyler söylemek, siyasal ortam hakkında bazı yorumlar yapmak, ve bu meyanda siyasetçilere de, bazı önerilerde bulunmak istiyorum
        Bu konuşmanın özetini burada vereceğim ama, bir şeyler söylemek istediğimden, konuyu önce 2 cümle ile toparlamak istiyorum. 1-Elektrik birim fiyatlarını % 50 ucuzlatmak mümkün. 2- Avrupa devletleri de Rus doğal gazı kullanmalarına rağmen, örneğin, İspanya, Portekiz, Fransa bizden 2500-3000 Kilometre daha uzakta olmalarına rağmen, aynı doğal gazı onlar bizden daha ucuza kullanıyorlar.Bize bunu birilerinin açıklaması lazım Sizce de bu husus çok ilginç değil mi?.
       Ben Halkımızla hep iç içeyim. Tanıdığım insanlarla doğrudan konuşuyorum ama, tanımadığım insanlara da, değişik konularda, Köşe Yazarı olduğumu söylemeden sorular yöneltiyorum, ne düşündüklerini öğrenmek istiyorum. Bazen de müşteri olarak, örneğin bir dükkana gazete almaya girdiğimde, beni tanıyanlar oluyor, bana ilgi gösteriyorlar, iltifatta bulunuyorlar. Tabi ki bende merak edip soruyorum; yoksa birileri mi benim Köşe Yazarı olduğumu söyledi diyorum. Onlarda diyor ki, senin yazılarını okuduğumuzdan; resimden benzetiyoruz diyorlar Bende böyle bir durumda hem şaşırıyorum, hem de çok mutlu oluyorum. Bu da  şin güzel olan tarafı. Bu itibarla yazılarıımı okuyan Sizlere en içten saygı ve şükranlarımı gönderiyorum
         Televizyon programı ile de, beni seven, sayan, beğenen insanların daha da arttığını görüyorum. Beni şahsen arayıp, memnuniyetlerini, tebriklerini sunanlara da, en içten sevgi saygı ve selamlarımı gönderiyorum
         Bu televizyon programından sonra, bazı insanların, AKP iktidarı hakkında ne düşündüklerini,  özellikle de, Başbakan Sayın Tayyib ERDOĞAN hayranlarının, ne düşündüklerini öğrenme fırsatım da oldu Tabi ki bunların çoğu tanıdığım ve sevdiğim insanlar Bunlar gerçekten inandıkları için, kendilerince bir sebebi olduğu için, özellikle de Başbakan Sayın Tayyib ERDOĞAN a inandıkları için, samimi duygularla  AKP ye oy vermiş olan insanlar.Bu itibarla onların düşüncesine de saygı duyuyorum; aramızda bir sorun yok. Onlar da beni seviyorlar ama, işin içine AKP,özellikle de Başbakan Sayın Tayyib ERDOĞAN girince, öne çıkardığım hususların yanlış olduğunu söyleyemiyorlar ama, Sayıon Başbakana toz kondurmak ta istemiyorlar, başka alanlardan hemen savunmaya  geçiyorlar. Demek ki fanatik olmak çok farklı bir şey! Bu nokta da duygusallık, aklın mantığın önüne geçiyor
          Taraftarlar makul bir cevap bulamayınca örneğin diyorlar ki: Avrupa devletlerinin ekonomileri çökerken, Türkiye ayakta kalmış…vs gibi
          Çok ilginç bir örnek daha vermek istiyorum. Yunanistan ın 2004 Yılında Ege Denizindeki 2 adamızı; Eşek Adası ve Bulamaç Adasını işgal ettiklerini, ama Hükümetin bu konunun üzerine gitmediğini söylediğimde, benim tanıdıklarım bu konuyu tasvibetmiyorlar ama nasıl olur diye de inanmak istemiyorlar Hatta bir defasında, samimiyetim olmadığı, kendisine doğrudan soru yöneltmediğim bir kişi, söze atılarak; Sayın Başbakan a iftira edildiğini sinirli bir şekilde söyleyerek; vatan ha.nimi ki, böyle bir şeyi yapsınlar diyerek karşılık vermişti
         Ege Denizinde bulunan bu 2 adamızın Yunanistan tarafından 2004 yılında fiilen işgal edilmiş olması, çok vahim bir olaydır Bu hususa, televizyon programında, Yunanistan ın Türkiye ye olan doğal gaz borcu ile ilgili olarak tekrar şöyle değindim:
         İ ki adamızı işgal eden, 683 Milyon Dolar tutarındaki doğal gaz borcunu ödemeyen Yunanistan a, hangi iyi komşuluk ilişkileri için, kışın ortasında Komşumuz üşüyor gerekçesi ile tekrar doğal gaz vanalarını açtınız!?
          Bu nokta da bir hususa daha işaret etmek istiyorum: Devletler  arasındaki ilişkiler karşılıklı çıkar esasına dayanır. Ve Hükümetler öncelikle, kendi halklarının hak ve menfaatlerini korumak ve kollamakla yükümlüdür, başka devletlerin hak ve menfaatlerini değil.
          Peki Halkımız, 2 Adamızı Yunanıstan a teslim etsin diye mi, AKP ye oy verdi!?
          Üstelik halkımız, Yunanistan ın ödemediği doğal gaz borcunu  kendisi niye ödesin!?
         Eğer Yetkililer bu noktada Halkımıza tatmin edici bir açıklama da bulunurlarsa çok yararlı olur.
       Eğer Halkımızın bir kısmı, Topraklarımızın yabancı devletler tarafından işgal edilmesini; sadece fanatiklik nedeni ile sorgulamak istemiyorsa, olup bitenleri görmezden geliyorsa, işimiz gerçekten çok zor ve Türkiye büyük bir tehlike ile karşı karşıya demektir. Böyle bir sonucu değil ileri demokrasi; demokrasi diye de adlandıramayız.
          Halkımızın en azından bir kısmının böylesine bir gaflet içerisinde olmasında, yandaş yazılı ve görsel basının çok önemli bir payı var
        Şu hususu da burada özellikle vurgulamak istiyorum:
         Bütün bu olumsuz faktörlere rağmen ben şahsen ilerisi için Türkiye adına karamsar, ya da ümitsiz değilim. Bu televizyon programı sonrasında, çok sayı da vatandaşımızın beni aramalarından ve konuya ilgi göstermelerinden anladım ki, Halkımız doğruları duymaya hasret ve bir arayış içerisinde!
           Bu itibarla AKP yi Yönetenlere de samimi bir öneride bulunmak istiyorum. Kendilerini İktidar yapan Halkımızı aptal yerine koyup, bir şey den anlamazlar düşüncesi ile, kendi doğrularını kabul ettirmek için Toplumu germesinler, samimi çalışma ve uygulamalarla, hayatımızı daha yaşanır hale getirsinler
        Bu nokta da özellikle şu hususu da belirtmek istiyorum:
        Eğer amaç, sadece enerji üretmek ise, Halkımızın Hidro Elektrik Santralleri HES lere tepki göstermelerini dikkate alın ve ben, Halkımızın topraklarının sular altında kalmadan, daha fazla nası enerji üretilebileceği hususunda yeni projeler sunacağım
         Nükleer Santraller konusunda da ısrarcı olmayın. Eğer amaç sadece enerji üretmek ise, televizyonda da işaret ettiğim üzere; Kamu Santrallerinin bakım onarım ve işletme sorunlarını, destek vcerilirse 6 Ay gibi kısa bir süre içerisinde Dünya standartlarında halledeceğim Uzman bir Makine Yüksek Mühendisi olarak bura da söz veriyorum Bu süre içerisinde fazladan,5  Afşin-Elbistan A  Santralinin bir Yılda ürettiği enerji ye eş değer enerji yi, sisteme kazandıracağım.
         Bu noktada, AFŞİN- ELBİSTAN, SOMA, YATAĞAN, YENİKÖY, GÖKOVA gibi Termik Santral bölgelerinde yaşayan vatandaşlarımız için bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum:
         Doğal gaz ve elektriğe gelen zamlarla ilgili olarak yaptığımız program, işin haber kısmı idi.Eğer kısmet olursa, bundan sonrasında işin teknik boyutunu da ortaya koyan, daha uzun süreli 4-5 Enerji Programı daha yapacağız.
         Bu programlarda yukarda adını zikrettiğim bölgelerde, Termik Santrallerden kaynaklanan hava kirliliğinin nereden kaynaklandığını, nasıl çözüleceğini de anlatacağım.Eğer Yetkililer destek verirler se, Halkımızın sağlığını olumsuz yönde etkileyen bu sorunu da halledeceğim
         Bu sorunları hallettiğimizde, bir taşla iki kuş vurmuş olacağız, hemde daha fazla enerji üretmiş olacağız
        Eğer Santrallerin bakım onarım ve işletmeleri standartlara uygun yapılırsa, hava kirliliği de olmaz,aynı yakıtla daha fazla enerji de üretilir.Sorunsuz çalışan bir Termik Santralde,bacadan çıkan dumanı zor görürsünüz
                                   MUHALEFET PARTİLERİ İÇİN BULUNMAZ BİR FIRSAT!
        Eğer Muhalefet Partileri doğal gaz ve elektriğe yapılan zamlarla ilgili olarak, televizyonda vermiş  olduğum bilgileri kullanır, ve yanlışların üzerine giderlerse, İktidar Partisi AKP, öyle kolay kolay bu sorunu unutturamaz, ört bas ettiremez. Halkımıza da daha ucuza elektrik ve doğal gaz kullanmanın yolu açılmış olur.
        Öyle anlaşılıyor ki, eğer detaylar ortaya çıkartılır sa; Ergenekon, Balyoz, 12 Eylül Darbesi, ve nihayetin de 28 Şubat Muhtırası ile ilgili olarak tutuklamalar bile geride kalır.
        Birde şu hususa işaret etmek istiyorum:
         Mecliste ki  grup toplantılarından, yazılı ve görsel basından görüyoruz, duyuyoruz; İktidar ve muhalefet Partileri, Halkımızın yararına olan plan ve projeler üretecekleri, yaşamı daha kolay hale getirecek çalışmalar yapacakları yerde; hep birbirlerine laf yetiştirmeye çalışıyorlar. Böylesine kısır döngüden Siyasi Partilerimizin artık kurtulması lazım
         Aslında Halkımız, Siyasi Partilerin birbirlerine laf yetiştirmesinden, yaşadığımız gergin ortamdan son derece rahatsız
         Eğer bundan sonrasında, hangi Parti plan ve projelerle ortaya çıkarsa, oyları alır götürür
         Bu televizyon programı sayesinde, bana gösterilen büyük ilgiden gördüm ve anladım ki, Halkımız iş yapacak, plan ve proje üretecek insanlara hasret kalmış!
         Eğer elektrik örneğin % 50 ucuzlar sa, doğal gaz fiyatları aşağıya çekilirse, sihirli değnek gibi ekonomi de birden düzelme sürecine girer, Halkımız da , esnafımız da rahat eder.Umarım muhalefet Partileri bu fırsatı kaçırmaz!
        İktidar Partisi ile, Muhalefet Partileri, özellikle de, seçim zamanlarında, Halkımıza bol keseden vaadlerde bulunuyorlar; kimi, herkese ayda maaş verecek, kimi helal kart verecek…vs.
        Şunu hiç unutmayalım: çalışmadan, üretmeden hiçbir şey olmaz. Halkı kandırmaya ve göz boyamaya yönelik savurgan politikalar, nihayetinde şimdi olduğu gibi gelir ekonomiyi vurur
        Diyeceğim şudur ki, Vatandaşlarımız kendilerine dağıtılan bedava patatese, soğana, makarnaya,bir teneke yağa, 500 Kg. kömüre, Yeşil Karta aldanmasınlar, öncelikle bu suyun kaynağı nereden geliyor diye, kendilerine soru sorsunlar, eminim ki bu sorunun cevabını kendileri bulacaklardır. 
         BEDAVA DAĞITILAN KÖMÜRLERİN, ELEKTRİK VE DOĞAL GAZA YAPILAN ZAMLARDA ETKİSİ VAR MI?
        Elbette var. Bu konuyu Sizlere şöyle izah edeyim: Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Dr Hilmi GÜLER, bir televizyon programında şöyle dedi: 2005 Yılına kadar, Halkımıza bedava dağıttığımız kömürlerin miktarı 8 Milyon küsur Ton, parasal değeri ise; 1 Milyar 200 Milyon Dolar. Bu meblağ  da karşılığı olmadan harcanan  para. Bu da şöyle oluyor: Bakanlık, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü TKİ ye talimat veriyor ve talep edilen kömürlerin hazırlanması isteniyor.Tabiki, hazırlanan bu kömürlerin bir maliyeti var. Takviye olarak ticari bankalardan borç para alınıyor. Ama Hazinede karşılığı yok. Alınan borç paranın faizleri de maliyetle birlikte, tabi ki, doğal gaz ve elektriğe zam olarak karşımıza çıkıyor.Bunu bilmiş olalım
        Burada özellikle şu hususu da vurgulamak istiyorum: Siyasal çıkar sağlamak için, birilerine bedava dağıtılan kömürlerin parasını, başkalarının sırtına yüklemek, Dinimiz açısından da, haramdır, yanlıştır,
        Bunun gibi, birilerinin kaçak kullandığı elektriğin parasını da başkalarının sırtına yüklemek te, Dinimiz açısından da yanlıştır, haramdır, bilinmiş ola!
         Bu ve buna benzer yanlış uygulamalar, ve daha başka faktörler de, elektrik ve doğal gaza yapılan zamların ana nedenidir.
         Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder